İSTANBUL DEDE-KORKUT ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ


Yukarıdaki minyatür, Dede Korkut'u göstermekte olup, İlhanlı Başveziri REŞİDEDDİN'in farsça ünlü cihan tarihi "Câmi'üt-Tevârikh"in, onun sağlığında h.717 (1317) yılında yazımı biten ve şimdi, İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi-Hazine Bölümünde 1654 sayıda bulunan minyatürlerle süslü yazmadan (y.246b.) alınmış, Minyatür Ressamı Sayın Mihriban KEREDİN Hanımefendi tarafından aslına uygun olarak aynen yenilenmiştir.

Hasan bin Mahmûd el-Bayâtî, "Câm-ı Cem-Âyîn".
Osmanlı Tarihleri / [hazırlayan: Çiftçioğlu Hüseyin Nihâl Atsız]. İstanbul : Türkiye Yayınevi, 1949. 403 p. ; 22 cm. Cilt 1: Dâstân ve Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osman / Ahmedî ; düzenliyen: Çiftçioğlu Hüseyin Nihâl Atsız. -- Cilt 2: Behcetüttevârîh / Şükrullah ; Türkçeye çeviren: Çiftçioğlu Hüseyin Nihâl Atsız. -- Cilt 3: Tevârîh Âl-i Osman / Âşıkpaşaoğlu Ahmed Âşıkî ; düzenliyen: Çiftçioğlu Hüseyin Nihâl Atsız. -- Cilt 4: Osmanlı Sultanları Tarihi / Karamanlı Nişancı Mehmed Paşa ; Türkçeye çeviren: Konyalı İbrahim Hakkı. -- Cilt 5: Câm-ı Cem-Âyîn / Bayatlı Mahmud Oğlu Hasan ; sadeleştiren: Kırzıoğlu M.Fahrettin. Originally published as 5 separate volumes. -- Editor from foreword.
Fatih Sultan Mehmed ve II.Bayezid dönemlerinde yaşamış olan Hasan bin Mahmûd el-Bayâtî, Fâtih Sultan Mehmed'in saltanatının son yılında, 1481 (h. 886)'da çıktığı bir Hacc yolculuğu esnasında padişahın küçük şehzadesi Cem Sultan'la karşılaşmış ve tarih ve "ensab" ilmine meraklı olan şehzadenin isteği üzerine, yanında bulunan bir "Oğuznâme" nüshasına dayanarak, Osmanoğulları'nın nesep silsilesini kronolojik bilgiler ışığında anlatan "Câm-ı Cem-Âyîn" adlı silsilenâmesini yazmıştır. Eser, içerdiği bilgiler ve kurgulama tarzı bakımından alanında tek olması nedeniyle büyük bir değer taşımaktadır. Nitekim sözkonusu eserin Türkler'in her peygamber döneminde İslâm dinini tasdik ettiklerine ve müslümanlıkla tanışmalarının bilinenin aksine, sonraki asırlarda değil, bizzat Hz. Muhammed Rasûlullah (ASM) döneminde gerçekleştiğine dair ciddî tarihsel veriler içermesi; onun daha önce Reşîdüddin'in "Câmi'ü't-Tevârîh"inde verdiği bazı bilgileri tasdik edecek yapıda ve tarihin akışını tamamen değiştirecek bir tarzda, Türk tarihi açısından son derece kıymetli ve önemli bilgiler içeren eşsiz bir kaynak olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Eserin, Ali Emîrî Efendi tarafından Yanya'nın Delvino kazasında bulunan nüshası, müellif tarafından hicrî 1331 yılında "Nevâdirü'l-Eslâf" külliyatının 5. eseri olarak basılmış; daha sonraki yıllarda yine Ali Emîrî tarafından, eserin öncekine nisbetle imlâ yönünden daha tam olan başka bir nüshası bulunarak Millet Kütüphanesi'ndeki Tarih koleksiyonuna katılmıştır. Ali Emîrî Efendi'nin kütüphanesine sonradan kazandırdığı bu ikinci nüsha, Kırzıoğlu M.Fahrettin tarafından sadeleştirilerek Çiftçioğlu Hüseyin Nihâl Atsız 'ın "Osmanlı Tarihleri" içinde yayınlanmıştır (Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1949). Yakın zamana kadar yegâne nüshası Ali Emirî nüshasından ibaret sanılan eserin, Hakan Yılmaz tarafından yurtiçi ve yurtdışı kütüphanelerinde yapılan araştırmalar neticesinde 4 nüshası daha bulunduğu tespit edilmiş ve mevcut 5 nüsha karşılaştırılarak, Ali Emîrî ve Nûruosmâniye nüshalarının tıpkıbasımı ile birlikte transkripsiyonlu olarak neşredilmiştir.(İstanbul, 2007.) Bu neşrin giriş kısmında, diğer Osmanlı kaynaklarında yer alan "Oğuznâme" kaynaklı bilgiler ayrıntılı olarak incelenmiş (Bk. a.g.e., Giriş, s. XI-XXIV.) ve ayrıca metin kısmında "Câm-ı Cem-Âyîn"deki bilgilerle karşılaştırılarak malûmat tenkidi verilmiştir.